Yerel gazetecilerin en büyük problemi kalifiye elaman bulma konusunda yaşanmaktadır. Gazeteler yerel olmaları nedeniyle kazançları da düşük oluyor ve bu durumda gazetelerin personelleri için ayırdığı ücretinde düşük seviyelerde seyretmesine neden oluyor.

En büyük problem finansman olarak görülürken, personel istihdamında da bu sorun gün yüzüne çıkıyor. Yerel gazeteler ihtiyaçları doğrultusunda personel istihdam etmek istediklerinde karşılayabildikleri maaş tutarı ile çoğunlukla sektörde deneyim edinmemiş yada kısa süreli bulunmuş kişileri seçtiklerinde yeteri kadar personel alımı yapabiliyorlar. Kalifiye eleman temin etmek istediklerinde ise ücreti arttırmak için alacakları personel sayısını düşürmek durumunda kalmaktalar.

Tiraj konusunda da yerel gazeteler büyük sorun yaşamaktalar. Yerel imkânlar ile basımı gerçekleştirilen gazetelerin, satış fiyatları genelde ulusal gazetelere yakın bir konuma gelmektedir. Bu nedenle okurların yerel gazetelere para vererek edinmek gibi bir davranıştan çekindikleri görülüyor. Gazeteler ayakta kalabilmek ve okunurluklarını arttırabilmek için büyük çoğunlukla ücretsiz olarak dağıtılma yoluna başvurmaktalar. Bu durumda, kazanç getirmeyen baskı hizmeti gazeteler için zarar olarak kayıtlara geçiyor.

Ücretsiz dağıtım ile tirajlarını arttıran gazetelerin en büyük gelir kaynağı ve ayakta kalmalarını sağlayan güç ise kamu kurumları ile özel kuruluşların abonelik hizmeti satın almalarıdır. Yerel gazeteler sattıkları abonelikler ile ayakta kalmaktalar. Ancak birçok firma ve kamu kurumu abonelik için belirli standartlar belirlemektedir. Bu standartlara uyana dek ayakta kalamayan birçok yerel gazete kapatılmak durumunda kalıyor.

Kamu kurumlarının ve özel firmaların aboneliklerinden gelen gelir ile hem personel istihdamının yükü hem de ücretsiz olarak basılıp dağıtılan gazetenin maliyetleri karşılanmaya çalışılmakta. Bu nedenle gazeteler haber yayımlarında abonelerinin konu olduğu haberleri zorunlu olarak göz ardı etmek durumunda kalmakta. Bu durumda basının oto sansüre uğramasına neden olmaktadır. Zira basın kuruluşu haberi olduğu gibi verdiğinde, habere konu kurum yada kuruluş abonelik hizmetini iptal ederek gelirin kesilmesi tehdidinde bulunmaktadır. Bu baskı altında yerel gazeteler yayınlarını sürdürmeye çalışıyorlar.

Resmi ilanlar da yerel gazeteler için hayati öneme sahip bir gelir kapısı olarak ön plana çıkmaktadır. Ancak gazetenin bu imkândan yararlanmak için öncelikle en az 2 yıl gibi bir süre günlük olarak çıkması ve bu istikrarını devam ettirmesi gibi ağır şartları yerine getirmesi gerekiyor. Bu şartları yerine getiren gazeteler sadece resmi ilan alarak zor şartlarda da olsa yayım hayatlarını sürdürebilmektedirler. Ancak bu şartlar sektörde çalışan gazeteciler için bazen avantaj olabiliyor. Nedeni ise gazetelerin resmi ilan imkanlarından yararlanmak için fikir işçisi istihdam etmesi ve sigortasının bu şekilde yatırılması şartının da aranmasıdır. Çünkü sektörde birçok gazetecinin ne yazık ki sigortası normal işçi olarak yatırılmakta. Bu şekilde yıllarca emek verip çalışsalar da bu gazeteciler, sarı basın kartı başta olmak üzere gazeteciler için tanınan birçok haktan mahrum kalmaktalar.  

Sektörde çalışan gazetecilerin yaşadıkları en büyük sorunlardan bir tanesi de istihdam edildiği kuruluş tarafından çeşitli işleri de yapmasının istenmesi. Bir gazeteci olarak başladığınız işte patronunuz sizi tasarımcı, baskıcı yada muhasebeci ve ara eleman gibi de kullanmak isteyebiliyor. Bu işleri yapmayı reddetmeniz durumunda da işten çıkarılma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyorsunuz.

Bir İletişim mezunu iseniz bunun sektörde size fazla bir artı getirmesi söz konusu olmamakta. Eğitim almamış birçok kişi sektöre bir gecede girip kendisini gazeteci gibi tanıtabilmektedir. Etik kurallar ve yazım teknikleri gibi temel bilgilerden dahi yoksun kişilerin yalnızca finansal yada siyasal yaklaşımla mesleğin gölgesine sığınması yerel ortamlarda çok daha fazla rastlanılan bir durumdur. Bu durum nedeniyle de gazetelerin tamamı zan altında kalmakta ve basına olan güven sarsılmaktadır.

Çözüm önerileri;

Öncelikle gazetecilik mesleğinin özgür bir ortamda yapılması mümkün olmalıdır. Ancak günümüzde her isteyenin bir iki haber yayımlayıp kendini gazeteci olarak topluma karşı atfetmesi mesleğin içerisinde kronik bir sorun oluşmasına neden olmuştur. Bunun çözümü için her isteyenin gazeteci olabileceği bir ortamın yine sunulması gerekir ama mesleğe gireceklerin halk eğitim merkezleri yada benzeri kurumlar tarafından kısa temel bir eğitime alındıktan sonra mesleğe başlayabilmesine müsaade edilmelidir. Böylelikle gazetecilik bilgisi olmadan ithaf haberler yaparak sonrasında mahkemelerde zor duruma düşen insanların sayısı da azalacaktır. Tecrübesiz ve bilgisiz kişilerin bu sektöre girmesi çoğu zaman hakaret düzeyine varan başlıklar, iftira ve toplumu yanlış yönlendiren içerikli haberler gibi etik dışı durumların yaşanmasına neden olmakta.

Kamu kurumlarının tanıtım ve medya birimlerinin yerel gazete abonelikleri siyasal ve yayınlarına göre değerlendirmesi yerine bir standart belirlenerek aboneliklerin bu standartlara uyan tüm gazeteler için alınması, basının daha özgür ve tarafsız haber yayınlamasının önünü açacaktır.

Yerel gazetelere kurumsallaşma kültürünün öğretilmesi de gerekmektedir. Bir personelin her işe gönderilebileceği algısının muhakkak kırılması gerekliliği önem arz etmekte. Bu düzende ne yazık ki kalifiye elaman yerine, işleri basit standartlara oturtmuş, kendini tekrar eden bir çalışan kesim oluşmakta.  Bunun sonucu olarak da yerel gazetelerin okuyucular üzerin de etkisinin yitirilmesi söz konusu.

Büyük yük getiren fikir işçisi sigorta ücretlerinin daha makul bir seviyeye çekilmesi sektörde çalışan kişilerin haklarının onlara verilmesini sağlayabilir. Zira sigorta ücretinin yüksekliği nedeniyle patronlar fikir işçisi statüsünde sigorta pirimi yatırmaktan kaçınıyorlar.