Neden böyle oldu diye çok düşünmek gerekiyor. Yaptığı yatırımlar ve atılımlarla %60’ları görebilecek potansiyele sahip olan Ak Parti neden sürekli eriyor? Ya da kimler eritiyor bu partiyi.

İllerde aday seçimlerinde, teşkilat seçimlerinde yapılan kritik hatalar ve bunların üzerine gelen basiretsiz, güçlü bir duruşa ve kitleye sahip çıkabilecek potansiyeli olmayanların makam ve mevkilere getirilmeleri bu günkü tablonun arka planında ki gerçeklerdir.

Artık Örümcek Ağlarını Temizleme Vaktidir.

Bu seçim ve 7 Haziran seçimleri aslında bir şeyi net olarak gösteriyor. Vatandaş 2002 yılında ki Ak Parti’yi göremiyor artık. Makamlara doluşan iş adamları ve iş yapamayan bürokratlar, torpil yapmaktan başka bir halta yaramayan milletvekili müsveddeleri, her yere benim adamım gelsin partiyi boş ver diyen zihniyetlerin egoları ile mahvedilen bir parti.

23 Mayıs 2018’de Güvercinin etrafını saran örümcek ağlarının temizlenmesi gerekiyor derken bunu kast ediyordum. Ak Parti’yi bir çete gibi çıkar odakları sarmaya başladı. Makamlara oturanlar teşkilat yerine kendisini o makama getiren diğer siyasinin adamı olarak faaliyet yürütüyor.

İlk Recep Tayyip Erdoğan’nın etrafını saran bu örümcekler Ankara’yı sardıktan sonra alt teşkilatlara da sirayet ettiler. Ak Parti de davasına gönül vermiş insanlar partiden tasfiye edildi. Yerlerine ihale peşinde koşan sadece ben diyerek bencillik ile teşkilatları kendi adamları ile dizayn eden hastalıklı güruhlar aldı.

Önce Recep Tayyip Erdoğan’nın etrafını saran hastalıklı bu güruhu temizlemek gerekiyor. Aksi halde bozulma süreci hızla devam edecek ve sonunda Ak Parti 21. Yüzyılın Fetret Devrini yaşayarak, yolundan tamamen sapmış bir hale evrilecektir. Bunun önüne geçmek için Sayın Recep Tayyip Erdoğan’nın etrafını saran örümcekler temizlenmeli daha sonrasında Ak Parti teşkilatlarına yeniden Ak Parti’liler getirilmelidir.

Şu anki portföyde Ak Parti Teşkilatları ile vatandaş arasından kalın bir duvar örülmüş durumda. Ne yazık ki basit Gençlik kolları başkanlarında bile bir makam mevki egosu bulunmakta. Vatandaşa tepeden bakan zihniyetler Ak Parti kadrolarını ele geçirerek parti içerisinde at koşturuyor. İşte bu duvarın etkisidir bu gün ve dün alınan sonuçlar. Ak Parti’nin en büyük sorunu vatandaştan yani milletten kopan teşkilatlar ve yöneticileridir.

Eğer bu kadrolar adam akıllı değiştirilmez ise 2023 hedeflerini görmek yalnız ve yalnız bir hayal olarak kalacaktır. Ak Parti’nin has kadroları tasfiye edilmişte olsalar halen çalışmakta ve Recep Tayyip Erdoğan’a destek olmaktadırlar ancak onların damla damla topladıkları oyları basiretsiz teşkilat yöneticileri kepçe kepçe dağıtmaktalar. Bu ayrılık daha fazla uzarsa ve bu kadrolar partiye küserse Ak Parti’nin ilk seçimde alacağı oyun %5 ile %6 arasında daha düşüş yaşayacağı kaçınılmazdır.

Vakit Örümcek Ağlarını Temizleme Vaktidir. Temizlenmezler ise kayıp edilecek seçimler önümüzdedir.

Vatandaş eskiden yolda görüp selam verdiği, makamına gittiği vakit güler yüz ve muhabbetle selamlandığı Ak Partiyi geri istiyor. Bu gün ki gibi haftalarca kapıda bekletilip köpek gibi azarlanmak istemiyor.

Umarım ders çıkartılır ve doğru kararlar alınır. Aman dikkat yazımın en can alıcı noktası burasıdır. Hali hazırda ki teşkilatlara sorularak yapılacak tüm değişimler, ancak ve ancak kurulan bozuk düzenin devamına zemin hazırlayacak çalışmalardır.

Ak Parti 2002 ruhuna dönebilirse ilk seçimde alacağı oy %10 oranında artış gösterebilir. Bunun abartı olduğunu düşünebilirsiniz ancak eğer belirttiğim şekilde bir toparlanış olursa küs kitlelerin büyük çoğunluğu koşa koşa Ak Partiye geri dönecektir. Eğer toparlanma olmaz ise önümüz de kaybedilecek seçimler ve daha sonrasında 2002’de olduğu gibi Ak Parti’den ayrılan yeni bir kadronun yeni bir bayrak altında sahneye çıkışına şahitlik edebiliriz.

Bu yazım 24 Haziran Seçimlerine giden 40 günlük sürec ve öncesinde ki yaşananların ortak analizidir.

Sürç-i Lisan Ettim İse Affola

Kırşehir’de CHP-MHP-Ak Parti’de resmi adaylar açıklanmadı. Ne varki yerel basının bir kısmı açıklama olmamasına rağmen bir yerlerinden kesin adaylar uydurup onları pohpohlayarak halk nezdinde popüleritelerini arttırmaya çalışıyor. 

Şimdi Yallama Basındaki dostlarıma bazı sorular sormak istiyorum. 

Beyler siz kesin adayları nasıl verebiliyorsunuz. Resmiyet yoksa ortada, verdiğiniz haberler asparagas (yalan) haber değilde nedir?

Attığınız şak şak başlıkları ile kimden ne konuda nemalanıyorsunuz?

Birde şahsıma laf söylüyorsunuz ya hani sağı solu arayıp kraldan çok kralcılık yapıyorsunuz ya…Hani ben gazeteci değilimde siz gazetecinin en dibisiniz ya…

Bir şey söyleyeyim mi GAZETECİ değilsiniz beyler…

Gazetecilik sizin yaptığınız gibi bir şey değil. Sizler yallama diye adlandırılabilecek siyasi figürlerin işlerini gören eskortlarsınız(TDK’daki anlamına göre) desem ağır olur onun için demiyorum. Siyasinin kucağında sağa sola onun adına sataşıp birlerini makamından etmek için veyahut bir kaç ihale koparmak için en basit çalışma sitili ile haberi para karşılığı yapmak için gazeteci kimliğini kullanan elemanlarsınız. 

Benim sarı basın kartım yok.(Gazeteciyim diyenlerden kaçının vardır zaten 😀 ) İnşaallah bir gün onuda almak nasip olur. Ama işte gazetecilik dediğin de bir kart ile olmuyor be dostlar. Kart alıp boş kalan kafalar yerine kartı olmayıp yazarken özgürce, cesaretle yazanları yeğlerim. 

Size kızıyorum ama işin içinide biliyorum. Hayatınızı kazanmanız için yaşayabilmeniz için bazı şeyleri yapmak zorunda kalıyorsunuz. Ama şu anda yaptığınız şey bu ihtiyaçlarınızın çok ötesinde ve inanın yaptığınız haberler insanlardaki nefret ve isteksizlik duygusunu daha da çok pohpohluyor.

Zannımca gazeteci dostlar gazetecilik dışında figürleri öne çıkartıp değer katma çabasını da güdüyorlar. Durum öyleyse şu abartılı mentinler ve başlıklar ile ortada dolaşan dostlara bir tavsiyem var. Gelin propaganda teknikleri konusunda biraz eğitim alın ve işinizi bari daha profesyonel şekilde yapın… Bu mevzu yani YALLAMALAR mevzuu aslında sadece gazeteci dostların içerisin de değil genel anlamda kullanılabilecek bir kelime olup ilerleyen zamanlarda bunuda irdeleriz inşaallah. Neyse Sürç-i Lisan Ettim İse Affola